Bir grup insan merak etmenin iş çıkarmakla eş değer görüldüğü düşünce yapısıyla büyüdü. Bu nesil sorgulamaktan, doğrusunu bulmaktan yoksun kaldı. Şimdi ise motivasyon konuşmacıları merak etmenin ne denli önemli olduğunu vurgulamadan geçmiyor. Ben ise “merak etmeyi” merak ettim. Bir duygu mu? Düşünce mi? İnsan merak etmeseydi şimdi ne durumda olurduk? İlerlemenin yapı taşı gerçekten de merak etmek midir? Merak etmek sadece çocuklukta mı önemli? Tüm bunlara ve daha fazlasına yanıt aradım.
Merak etmek, bir şey hakkında bilgi sahibi olma veya bir şeyi anlama isteği duymak anlamına gelir. Genellikle yeni veya bilinmeyen bir konuya ilgi duyulduğunda ortaya çıkar. İnsanların yeni şeyler öğrenme ve keşfetme arzusunun bir ifadesidir.
Merak, bir düşünce değil bir duygudur ancak düşünceleri tetikleyebilir ve etkileyebilir. Bu duygu; insanların çevrelerindeki dünyayı anlamalarına, yeni deneyimler kazanmalarına ve öğrenme süreçlerine katkıda bulunur. Kişiyi araştırma, soru sorma ve öğrenme eylemlerine yönlendirir. Bu süreçte merak, düşünceleri şekillendirir ve bilgi arayışını teşvik eder. Böylece bilimsel keşiflere ve yeniliklere yol açar.
Merak ederiz çünkü etrafta olanları öğrenmeye ve anlamaya ihtiyaç duyarız, bu sayede hayatta kalırız. Etrafımızda bilinmeyen ögeler olduğunda kendimizi rahatsız hissederiz ve bu durumu en aza indirgemeye çalışırız. Merak, kişisel gelişim ve entelektüel büyümeyi de teşvik eder. Yeni beceriler öğrenmek ve bilgi edinmek, bireyin kendini geliştirmesine yardımcı olur. Aynı zamanda insanlar sosyal varlıklardır ve diğer insanlar hakkında bilgi edinmek, sosyal bağlar kurmak ve ilişkileri güçlendirmek için merak duyarlar.
Oysa bazı insanların da son derece etrafa ve kendine karşı merak duygusunun azalmış ya da körelmiş olduğunu gözlemleriz. Bu durumu ortaya çıkaran belli koşullar vardır. Kişinin yetiştiği aile, kültür ve sosyal çevre merak duygusunun gelişiminde önemli rol oynar. Merak etmeye teşvik edilmeyen veya sorgulama kültürü olmayan ortamlarda büyüyen insanlar, doğal olarak daha az meraklı olabilirler. Geçmişte merak ettikleri konularda olumsuz deneyimler yaşamış kişiler, tekrar merak etmeye çekinebilirler. Merak ettikleri sorulara küçümsenen cevaplar almış veya meraklarının sonucunda cezalandırılmış olabilirler. Bilinmeyene duyulan korku veya belirsizlikle ilgili kaygılar, merak duygusunu bastırabilir. Yeni bilgiler veya deneyimler, bazı insanlar için tehdit edici olabilir. Bireylerin ilgi alanları ve motivasyonları farklıdır. Bazı insanlar, belirli konulara veya genel olarak yeni bilgilere karşı ilgi ve motivasyon eksikliği hissedebilirler. Kendi bilgi düzeylerinden veya mevcut durumlarından tatmin olan insanlar, yeni şeyler öğrenme veya keşfetme ihtiyacı hissetmeyebilirler. Bazı psikolojik veya nörolojik koşullar, bireylerin merak duygusunu etkileyebilir. Örneğin; depresyon veya anksiyete gibi durumlar, genel ilgi ve merak seviyesini azaltabilir.
Merak etmek genellikle çocuklara atfedilir oysa sadece çocuklara özgü değildir, her yaştan insan merak edebilir. Ancak çocuklar, dünyayı yeni keşfetme sürecinde oldukları için genellikle daha belirgin bir merak duygusuna sahiptirler. Bu merak; onların öğrenme, gelişme ve çevrelerini anlama süreçlerinde önemli bir rol oynar.Yetişkinlerde de merak duygusu devam eder, ancak şekli ve yoğunluğu değişebilir. Yetişkinler, genellikle daha spesifik ilgi alanlarına ve uzmanlık alanlarına yönelik merak duyarlar. Ayrıca yetişkinlerin yaşam deneyimleri ve bilgi birikimleri, merak ettikleri konuları ve bu konulara nasıl yaklaştıklarını etkileyebilir.
Burada distopik bir dünyaya geçiş yapıp eğer merak olmasaydı şu anda sahip olduklarımıza ne ölçüde sahip olurduk diye soralım. Modern dünyanın gelişimine katkı sağlayan faktörlere merakı kolaylıkla ekleyebiliriz. Bilim ve teknolojiyle ilgilenen insanların araştırmayı seven ve meraklı insanlar olduğunu söyleyebiliriz. Bunun yanında sanat ve kültür de temellerini insanı ve dünyayı anlama ve ifade etme üzerine kurar. Bu durumu da merakla bağdaştırabiliriz. Aynı zamanda tarih boyunca boş haritaları tamamlayarak ilerleyen insanlık; merak etmeseydi yeni yolları, farklı kültürleri, coğrafi alanları bulabilir miydi? Tarihte kendi içine kapanan toplumların kaç tanesi varlığını sürdürebildi? Her şey bir yana bugün bir yandan da insan kendini keşfetmeye çalışıyor. Davranışlarını, duygularını ve kendine dair bildiği ne varsa akla uygun konumlandırma arayışında. Bir noktada kendine ve etrafındaki insanlara da merak duyuyor. Hem bireysel hem de toplumsal ilerlemede merakın hakkını vermeliyiz.
Bugün hem çocukların hem de yetişkinlerin gönlüne taht kurmuş, anılarında yer edinmiş Walt Disney’in dediği gibi : “İleri gitmeye devam edeceğiz, yeni kapılar açacağız, yeni şeyler yapacağız, çünkü biz meraklıyız ve merak bizi yeni yollara götürüyor.”
Ece Diktaş
Comments