Gözyaşlarını titizlikle topladı. Pırlanta görmüşçesine hayran hayran baktı her birine. Yüreğinin en üst rafındaki gri bir kutuya yerleştirdi onları tek tek. Sırayla, hepsini ezberlemek istercesine dikkatle… Kutusunu tahta bir sandığa koydu elleri titreye titreye. Ahşap ıslanıp koyulaştı insanlık diyarının göletlerine bırakılınca. Binlerce pırlanta düştü sandığının içinden. Diğerlerine çarptı, kimi birbirinin aynıydı. Kimi çarpık, çirkin, birkaçıysa mükemmel bir yuvarlaktı. Gözbebeklerinin kızıllığı vurdu gölete, en çirkininden en beyazına tüm pırlantalardan yansıdı. Tüm kalplerde kesik, ince bir ışık görüldü. İşte böyle kuruldu insanlık müzesi.
Esma Akarsu
Comments