Psikolojik ilk yardım; afete yönelik travmatik görüntülere maruz kalmış veyahut afeti birinci
elden yaşayarak mevcut durumdan etkilenmiş afetzedelere merhametli ve anlayışlı bir tutum
içerisinde destek sağlanması, akabinde de ileri psikolojik desteğe ihtiyaç duyulup
duyulmadığına karar verilmesi olarak açıklanabilir. Sel, heyelan, yangın, deprem gibi yıkıcı
afetler sonrasında öncelikli olarak medikal, sonrasında ise psikolojik ilk yardımların hızla
uygulanması; afetzedelerin fizyolojik ve mental sağlığının korunması bakımından büyük
önem taşımaktadır.
Psikolojik ilk yardımın psikoterapinin bir türü ya da alt dalı olmadığının, psikoterapi gibi uzun
bir süre zarfına yayılmadığının ve olay yerinde gerçekleşen kısa süreli bir müdahale
olduğunun, aynı zamanda TSSB tedavisine hizmet etmediğinin akılda bulundurulması
önemli ve gereklidir. Ayrıca her psikoterapistin psikolojik ilk yardım uygulamak için kalifiye
olmayabileceği ve psikolojik ilk yardımın kesinlikle alınan eğitimler ışığında dikkatli bir
biçimde uygulanması gerektiği, bilinçsiz ve yanlış uygulandığı takdirde ilerleyen zamanlarda
daha ciddi sorunlara yol açabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.
Johns Hopkins Üniversitesi profesörleri, psikolojik ilk yardım uygulaması için “RAPID” adı
verdikleri bir model ileri sürmektedirler:
Rapport & Reflective Listening (Dostça ilişki kurma & “Yansıtıcı” dinleme)
Assessment (Değerlendirme)
Prioritization (Önceliklendirme veya “psikolojik triyaj”)
Intervention (Müdahale)
Disposition & Follow-up (Ruh halinde değişim & takip)
Birinci aşama olan R adımında öncelikli olarak psikolojik ilk yardımcı kendini tanıtır, kim
olduğunu, neden burada olduğunu ve ne yaptığını afetzedeye açıklar. Ardından afetzede ile
diyalog başlatabilmek adına üzerine düşünülmüş, afetzedeye güven ve destek
hissettirmesini amaçladığı bir “başlama sorusu” sorar. Bu sorunun içeriği mevcut afet ve
afetzedenin durumuna bağlı olarak değişiklik gösterebilir.
Soruyu takiben bir diyaloğun başlaması ve afetzede ile içten bir ilişki kurulması beklenir;
afetzedenin yaşadıkları dikkatlice dinlenir, katarsise izin verilir (afetzede içinde yükselen
güçlü duyguları size açıkça ve içinden geldiği gibi ifade edebilmeli).
Mümkün olduğunca fazla bilgi almak, böylece mümkün olan en kapsamlı yardımı
sağlayabilmek amacıyla yer yer afetzedeye açık uçlu sorular sorulur ve “yardım etmeye
istekliliğin” afetzedeye hissettirilmesi amaçlanır. Bu adımın en önemli noktası afetzedeyle
empati kurmak, onun neler yaşadığını anlamlandırmaya çalışmak ve bir güven ortamı
oluşturmaktır. Afetzedeyle tartışmaktan kaçınılması, varsayımlarda bulunulmaması ve bu
adımda dile getirilen problemlerin çözüm yolları yerine kişinin duygudurumuna odaklanılması
büyük öneme sahiptir.
İkinci aşama A’da ise görüşülen afetzedenin durumu, psikolojik ilk yardımcı tarafından
kategorize edilir ve ileri müdahale kategorilere göre yapılır. Kullanılan üç kategori şunlardır:
1- Eustress (Durumu iyi)
Bu kategoriye dahil edilen afetzedeler, psikolojik ilk yardımcılar tarafından “pozitif” durumda
görülmüş kişilerdir. Stres içinde değillerdir veya stresleri günlük yaşamlarını etkileyecek bir
boyuta ulaşmamıştır. Afetten etkilenme düzeyleri sıfıra yakın veya sıfır olabilir. Bu kişilere
psikolojik ilk yardım uygulanmaz.
2- Distress (Durumu orta derece)
Bu kategoriye dahil edilen afetzedeler hafif bir distres içindedirler ve %60-90’ı çok düşük bir
“sorun” seviyesine sahip olup zaman içerisinde kendi kendilerine iyileşir ve Eustress
kategorisine geçiş yaparlar. Ne var ki bu grubun %5-49’unda bu stresin artışı ve en ciddi
kategori olan Dysfunction kategorisine geçiş gözlemlenebilmektedir. Bu kategorideki
afetzedelerde:
-Konsantrasyon problemleri
-Aşırı yorgunluk
-Kabuslar görme
-Uyku problemleri/iştah kaybı
-Problem çözme becerisinde azalma
semptomları sıkça görülmektedir.
Bu semptomların afetin üstünden zaman geçtikçe ortadan kaybolması beklenir.
3-Dysfunction (Durumu ciddi)
Bu kategorideki afetzedeler afetten en ciddi boyutta etkilenmiş kişilerdir ve kesinlikle ileri
psikolojik destek almaları gerekir. İlk yardımcı tarafından psikolojik triyaj uygulanırken de bu
kategorideki kişiler öncelikli tutulur. Dysfunction kategorisindeki kişilerde:
-Panik ataklar
-Agresyon/şiddete başvurma
-Dürtüsellik
-Psikosomatik belirtiler (göğüs ağrısı, uyuşma/felç, baş dönmesi)
gibi semptomlara rastlanabilir.
Bu semptomların kendi kendine ortadan kalkması beklenmez, ileri psikolojik destek
gerekir.
Modelin üçüncü adımını P, yani önceliklendirme (psikolojik triyaj) oluşturur. İlk yardımcının,
hangi afetzedenin en acil müdahaleye ihtiyaç duyduğuna Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisini
de göz önünde bulundurarak karar vermesi beklenir.
(Maslow piramidinin ilk basamağında da görüldüğü üzere fiziksel ihtiyaçlar önem sırasında
en üsttedir. Afetzedenin fiziksel, özellikle tıbbi bir ihtiyacı varsa psikolojik ilk yardımdan önce
o ihtiyacın yerine getirildiğinden emin olunmalıdır.)
Triyaj aşamasında baz alınan faktör çoğunlukla “temel fonksiyonel kapasite”dir, yani
afetzedenin bir kriz anında yapması gereken şeyi yapıp yapamadığı, içinde bulunduğu
stresin yaşamsal aktivitesine engel oluşturup oluşturmadığı değerlendirilir. Bu durumda
Dysfunction kümesi, psikolojik ilk yardımda öncelik sahibi olan gruptur. Ancak Dysfunction
kümesi içerisinde de önceliklendirme yapması beklenen ilk yardımcının yararlanabileceği iki
perspektif sunulur:
1- Kanıt Temelli Bakış
Kişinin davranış biçiminde:
-Dürtüsellik gözlemleniyor mu?
-Kendine zarar verme davranışı var mı?
-Çaresizlik/umutsuzluk hissiyatı baskın mı?
2- Risk Temelli Bakış
Kişi bu olaylardan herhangi birini yaşadı mı? :
-Ceset/açık yara görme
-Öleceğini düşünme
-Aileden/yakınlardan ayrılma, onlardanuzağa götürülme
-Evsiz kalma
-Acil tıbbi yardım gerektirecek düzeyde bir yaralanma
Psikolojik ilk yardımcı triyaj yaparken her zaman öncelikle kanıt temelli, sonra risk temelli
perspektife odaklanmalıdır.
Dördüncü adım I’da yapılan tüm değerlendirmeler ışığında müdahaleye başlanır. Yapılacak
müdahale her afetzede için farklı olacağından genel bir tasvir yapmak zordur, ancak bu
aşamada ilk yardımcıdan beklenen, afetzedenin “hikayesini” mümkün olan tüm detaylarıyla
anlaması ve özümsemesidir. Afetzede yaşadıklarını anlatırken tüm bu olanların “onun” için
ne ifade ettiği ve “ona” ne hissettirdiğine odaklanılmalıdır. Örneğin afetzede size
“depresyonda” olduğunu söylerse depresyonda olmanın o an, orada, onun için ne anlam
ifade ettiği üzerine derinleşmeniz gerekecektir. Buna ek olarak afetzede rahatlatılır, örneğin
böyle zor bir durumda bu denli üzüntü ve stres içinde olmasının normal bir tepki olduğu,
anlayışla karşılandığı söylenebilir. Eğer kişi dürtüsellik gösteriyorsa “Yapamazsın”, “Olmaz”,
“Saçmalama” gibi tartışmacı cevaplar yerine “Belki de şu an bunu yapmak için en doğru
zaman olmayabilir” gibi yapıcı cevaplara başvurulması önemlidir. Tartışan veya kavga eden
afetzede görülürse ayrılmalı, görüşülen afetzedede duygusal dengesizlik gözlemleniyorsa
yapılacak ilk müdahale kişinin duygudurumunu dengelemeyi amaçlamalıdır.
Son adım olan D aşamasında ise yapılan müdahaleden sonra afetzedenin psikolojik
durumundaki değişmeler izlenir. Eğer müdahaleden sonra ilk yardımcı afetzedenin
durumunun “kendi başının çaresine bakacak” seviyede iyileştiğine kanaat getirirse
müdahalesini sonlandırır. Fakat ilk yardımcıların, özellikle ciddi boyutta etkilenmiş
afetzedeler için, ilk müdahaleyi takiben 1 günden 3 güne kadar afetzedelerin durum takibini
yapmaları önerilmektedir. 3 günden uzun bir süre takip ihtiyacı görülürse afetzedenin ileri
psikolojik destek için yönlendirilmesi iyileşme süreci için daha efektif olacaktır.
Kaynak: Johns Hopkins University Bloomberg School of Public Health, Psychological First
Aid (PFA) Course, George S Everly Jr. PhD
Defne CINGIR
Üsküdar Amerikan Lisesi
@defnecng
Comments