top of page
blog.png

İÜPK BLOG

HAZ / "Dolce far niente."

"Dolce far niente." (İtalyanca: "hiçbir şey yapmamanın tatlılığı.")

Çoğumuzun "Eat Pray Love" filmiyle hatta filmi izlemeye gerek bile kalmadan bu sesin kullanıldığı reels videolarıyla tanıştığı bu kavram Türkçede hiçbir şey yapmamanın tatlılığı olarak karşılık buluyor. Burada kastedilen tembelliği değil bilinçli bir duraksama, hayatı sindirme, psikoloji dilinde ise anda kalmayı ifade ediyor.

Neredeyse tüm İtalyan filmlerinde bizi kişisel cennetimiz gibi karşılayan; sarı bir günde, müstakil evin bahçesine kurulmuş yemek sofraları, masadan yükselen samimi kahkahalar, arka planda manzara görüntüleri, uzun sohbet sahneleri sanki bu sözün tam karşılığı oluyor. Dolayısıyla İtalyanca olarak literatüre girmiş olan “dolce far niente” modern hayatın koşturmacasında bir çıkış kapısı, yaşam felsefesi olarak sunuluyor. Varlığımızın ürettiğimiz için değil sadece biz olduğumuz için anlam kazandığını bizlere söylüyor.

Peki, bu kavramın bizim kültürümüzde uygulanabilirliği nedir?

Durmak, yavaşlamak, hiçbir şey yapmamak oldukça zorlayıcı kelimelerken bir de hiçbir şey yapmamaktan keyif almak, onu hazsal boyuta taşımak, maalesef şimdilik düşlemden öteye gidemiyor.

Neden modern toplumun içinde bu kadar kaybolduğumuzu sık sık sorguluyorum aslında, bazen ekonomiyi suçluyorum, bazen kaderi, bazen ailemi, bazen de büsbütün dünyayı. Ama dönüp kendime pek bakmıyorum. Sadece durup keyif aldığım anları kendime hatırlatmıyorum. Onun yerine başarılarıma, daha doğrusu toplum tarafından ödüllendirilmeye layık bulunmuş başarılarıma odaklanıyorum. Yine de tatmin sağlayamıyorum. Her şey çok hızlı, çok değişken. Uyum sağlamak için hissetmeden atladığımız hız treninde yalnızca kendimizi değil haz duygumuzu da kaybediyoruz.

Instagram’a videoları x2 hızla izleme özelliği gelmiş, tabii hemen kullandım. Yeni rutinim bu oldu artık. Eskiden bir günde maksimum kaç bölüm dizi izleyebilirim hesaplaması yaparken şu sıralar 30 saniyelik videoları bile en hızlı şekilde tüketme peşindeyim. Böylece haz alma toleransımı gittikçe yükseltirken doyum süremi de bir o kadar azaltmış bulunmaktayım. Ancak maalesef, bu hızla aldığım hazzı ikiye katlayamadım.

Hız ve haz fonetik olarak birbirine çok yakın olan bu iki kelime aslında kökensel olarak tamamen farklı. Haz kelimesi Arapçada pay, nasip, kısmet anlamlarına gelirken Türkçeye yavaşça zevk almak, keyif duyma olarak yerleşmiştir. Hız ise eski Türkçede acele etmek anlamını karşılayan ve kız olarak kullanılan bir fiilin türemiş halidir. Yani aslında etimolojik olarak hiçbir ortak yanları olmasa da anlamsal olarak çağrıştırdıkları iç içe geçmiştir.

Modern dünyada hız sürekli hareketi, tüketimi ve zamanın baskısını karşılarken haz da bu hızın mükafatıdır. Ama bedeli yüksek bir mükafattır.


Hilal Yanpınar

Yorumlar


  • Instagram
  • iupk logo

Abonelik Formu

Gönderdiğiniz için teşekkür ederiz!

  • Instagram
  • Twitter
  • Facebook
  • LinkedIn
  • Siyah YouTube Simgesi

©2020, İstanbul Üniversitesi Psikoloji Kulübü tarafından kurulmuştur.

bottom of page