top of page
blog.png

İÜPK BLOG

İzafiyet




Bilindiklerin karmaşık ipliğinden kaçıp yenilerin ışıltısına sığınıyorum. Her gün gökyüzüne başka bir yerinden bakarsam güneş açarmış gibi avare avare geziyorum. Saatlerim kaç, bilmiyorum. Saatler herkese başka sunuyor günleri, geceleri. Suratlarına baktıkça insanların biliyorum ki onlar da habersiz akreple yelkovanın oyunlarından. Kimi gecenin karanlığında yolunu ararken kimi öğlenin ışığıyla sımsıcak olmuş. Yalnızca günleri değil, mevsimleri de bükmüş bu cılız ama kudretli aletler. Aynı toprak ana, bir köşesinde diken doğururken öte tarafına rengarenk zambaklar sunmuş.


Binlerce Mona Lisa görüyorum sokaklarda. Gülüyorlar mı, ağlıyorlar mı anlamıyorum. Onlar da bilmiyor gibi bakıyorlar göz bebeklerime. Sanki yalvararak biraz. Karşılarına geçip bir bir kim olduklarını, ne yapmaları gerektiğini, saatlerin bu gizemli dünyasını anlatmamı ister bir bakış görüyorum. Kaçırıyorum gözlerimi. Sonra ben de kaçıyorum. Bilmiyorum ne sizi ne kendimi. Arıyorum ama bu taşın altında yok. O perdenin arkasına da bakmıştım dün.


İnsanlar, bulmak adına yıllarca bir şeylere tapmış. Şimdi de çoğumuz kendimize tapıyoruz. Her şeyi çözüp her şey biz olalım istiyoruz. Gökler kucağımıza, yıldızlar saçlarımıza konsun ve kainat biz olalım istiyoruz. Değerimizi ya zirvelere koyuyoruz ya da kaldırım taşlarına mahkum ediyoruz. Bu “kadar” olmak istemiyoruz. Kadarımızın peşinde koşarken saatlerimiz durduğunda mezar denen çukurda birikiyoruz. Birilerinin saatleri dursa da zaman, tıkırtısına karışan tüm çomakları paramparça edip krallığının çöplerine atıyor. Günler, yıllar sonsuzluğun kusursuz kusurluluğuyla akıp tüm tabloları yıkayıp yeniden beyaz tuvaller yaratıyor. Akan renklerle beraber kemikler toprağın derinliklerinde kayboluyor. Var olanlarla yok olmuşlar aynı dünyada birbirinden habersiz dönüyor.


Esma Akarsu

41 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comentarios


  • Instagram
  • iupk logo
bottom of page