top of page
Blog.jpg

İÜPK BLOG

UMUT



Yazmakta zorlanıyorum. Uzun zamandır başıma gelmemişti. Belki de umudumu yitirdiğim bir zamana denk geldi. Peki nedir bu umut? Çok mu önemli? Öyle. Belki de yaşamak için en önemli maddelerden. Su, oksijen, umut. Diğerlerinden farklı olarak umut bir madde değil. O yüzden en önemli “şeylerden” demek daha doğru olur. Belki bir duygu, belki bir his. Herkes aynı şekilde algılamıyor diğerleri gibi. Ummaktan doğan duygu olduğunu söylüyor sözlük. “Olması beklenilen veya olacağı düşünülen şey” diyor. Bu kadar basit olmamalı. Belki de en zor şeyler açıklaması en basit olanlardır. Bilmiyorum. “Umut, uyanan insanın rüyasıdır.” demiş Aristo. Hiçbir yerde kaynağını bulamadım. Söylediğini umuyorum. Uyanan insanın rüyası? Çok etkileyici bir söz gibi duruyor. Hayali mi demeliydi acaba? Belki de o zamanlar hayal ve rüya aynı anlamda kullanılıyordu. Bilmiyorum ama öyleymiş gibi varsayacağım. Umutla hayal aynı şeyler midir yani? Bence değil. Umut bir şeyi hayal ettikten sonra o hayalin gerçekleşeceğine olan inançtır. Vaov. Cümleyi böyle kurunca gerçek bir tanım gibi oldu. Bu sadece benim tanımım. Herkes aynı algılayamaz değil mi?


Peki neden bu kadar önemli, ne demek yaşamak için en önemli şeylerden, abartmıyor muyum? Belki de. Ama bir düşünün, bütün hayatımız bir şeylerin hayalini kurmakla geçmiyor mu? Belki hepsini hayal olarak adlandırmıyoruz, hayal bize çok uhrevi ve hayatımızdaki nihai hedefmiş gibi falan geliyor genelde galiba. Sözlük tanımı ise “zihinde tasarlanan, canlandırılan ve gerçekleşmesi özlenen şey” imiş. Yani akşam yiyeceğimiz yemeği de hayal edebiliriz, gideceğimiz liseyi de. Evleneceğimiz insanı ve hatta alacağımız arabayı da. Bazen sadece eve gidip uzanmayı hayal ederiz. Son günlerde genelde sonuncusunu hayal ediyorum ben. Peki umut ne o zaman? Hayal ediyoruz etmesine de, eğer umudumuz yoksa o sadece bir hayal olarak kalacaktır. Hayatımızı hayallerimizi gerçeğe dönüştürmeden yaşarsak da yaşamış olmayacağızdır. Belki erken pes ederiz, vazgeçeriz. O zaman ne yapmalıyız? Hayalimizin, hayallerimizin gerçeğe dönüşeceğini inanmalıyız. İşte şimdi umut etmiş olduk. Bitti mi? Sanırım hayır.


Umut etmekle iyimser olmak karıştırılır birbirine genelde. Diğer durum ise kötümser olmaktır. Bardak dolu mudur, yoksa boş mudur? Çoğumuzun yanıldığı bir nokta işte burası. Aklımızda canlanan o bardak ne doludur ne de boştur. Yarısı dolu ve diğer yarısı boştur. Dolu diyenler de, boş diyenler de gerçeği görmüyorlardır. Burada da üçüncü seçenek ortaya çıkıyor: Gerçekçilik. İhtimallerini değerlendirmeden hayatımızdaki her şeyin istediğimiz gibi olacağını düşünmek sanırım biraz aptallıktır. Aynı şekilde, olmayacağını düşünmek de. Biz gerçekçi olmalıyız. Ne iyimserler gibi sadece polyanna hayaller kurmalıyız, ne kötümserler gibi olacağına inanmadıklarımızı. Step by step. Önce hayal etmeliyiz, sonra umut etmeliyiz, ve sonra bunu gerçekleştirmek için çalışmalıyız. Yine çok basit gibi oldu.


Bazen her şeyi olması gerektiği gibi yapabilirsiniz, aldığınız sonuç ise olması gerektiği gibi olmaz. Sorun ne? Siz misiniz? İnandığınız Tanrı mı? Haşa. Sorun hiçbir şey. Burada bir sorun yok. Sorun belki de sadece zamandır, mekandır, hava durumudur, psikoloğunuzun hasta olmasıdır, birlikte eve çıkacaklarınızın sizi satmasıdır. Her şeyi kontrol edemezsiniz. Zaten o durumda insan değil tanrı olurduk. Peki o zaman ne yapacağız? Eğer mümkünse yeniden deneyeceğiz. Edison ampü.. bence devam etmeme gerek yok. Bir dizi vardı kesitlerini gördüğüm. Orada bir replik vardı. “Madem ateşin var, ne duruyorsun karanlıkta?” Vaov. Bu daha da etkileyici. Hele bir de Müşfik Kenter’in sesinden. Hepimizin ateşi var. Karanlıkta durmamıza gerek yok. Kendi önümüzü aydınlatabiliriz. (Edebiyatta çok açıklama olmaz herkes kendi istediği gibi anlasın diye, ben edebiyatçı değilim o yüzden açıklamak istedim. (Belki bir gün olurum ve açıklamam) Ateş=umut, kendi önümüz=geleceğimiz)


Peki ya umutsuzluk? Umutsuz bir şekilde yaşarsak ne olur? İşte o zaman bütün kötülükler bizi bulur. Aslında bulmaz ama biz öyle sanarız. Umutsuzluk daha çok umutsuzluğa gebedir. Daha çok umutsuzluk da bizi karamsarlığa sürükler. Belki de kendimizi depresyonda buluruz. Belki de. Belki hep başarısız oluruz. Kontrol edemediğimiz için insanlardan nefret etmeye başlarız belki. Yaptığımız her şeyi kendimiz için yaparız. Sonra da göstermediğimiz eserlerimizin, göstermediğimiz duygu ve düşüncelerimizin, göstermediğimiz her şeyimizin, resimlerimizin takdir görmemesi bizi daha da dibe çeker, kulağımızı keseriz. İşte bu yüzden gerçekçi olmalıyız. Önce umudumuzu kendine getirmeliyiz.


Bir şiiri var Sadi-i Şirazi’nin, daha sonra bestelenmiş. Kesin siz de görmüşsünüzdür. Abbas Kiarostami’nin son arzusu olan şarkı. Nobahari, İlkbahar. “Bir ömür daha lazım vefatımızdan sonra, çünkü bu hayatı umutlanarak geçirdik” dizeleriyle bitiyor. Çünkü hayatımızı güzel yapan bu olmasına rağmen bazen elimizdeki tek şey de bu oluyor. Ve bunu elimizden kimse alamıyor. Bir kişi hariç. Kendimiz. Bir insanın umutlarını kendisi dışında kimse alamaz elinden. Her zaman bir çıkış yolu vardır. Örnek mi? Hemen. Aron Ralston, 127 Saat filmi, gerçek hikaye. Daha tanıdık bir örnek? Türk Kurtuluş Savaşı. Peki ya umudumuzu kaybetmemize rağmen her şey daha kötüye giderse? Daha kötüye gitmesi hiç bitmezse? Belki de daha yükseğe sıçramak için önce tabandan destek almak gerekiyordur? Buna da tarihten örnek verebilirim. 1. Dünya Savaşı’ndan sonra etkisiz bir devlet haline gelen Almanya, İkinci Dünya Savaşı’nı kaybetmiş olsa bile öncesinde bütün Avrupa’yı esareti altına almıştı. Belki de birilerinin her seferinde kaybetmesine rağmen çabalamaya devam etmesi diğerlerine motivasyon olup çıkış yolu oluşturuyordur. Bilemeyiz. Elimizden gelen belli: Hayal etmek, umut etmek, çalışmak.



Son olarak umut fakirin ekmeği, sporcunun protein tozu, sabah dörtte kalkıp günde dört litre su içenlerin motivasyon konuşması, tofaşların lpg’si, beyaz yakalıların sabahları içtiği lattesi, klinik psikologların instagram hesabıdır. Umudunuzu yitirmemeniz dileğiyle.



M.A.K.


113 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

MUTLULUK

EKSİK OLMAK

DENİZ

  • Instagram
  • iupk logo
bottom of page